Avukat, siyasetçi, sivil toplum çalışanı ve engelli aktivist Turan Hançerli uzun yıllardır engelli sorunlarıyla yatıp kalkan bir insan. Kamuoyunda daha çok engelli hakları savunuculuğuyla tanınan Hançerli bugünkü röportaj konuğumuz.
Sizi tanımayanlar için ön bilgilendirme olması açısından biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Turan Hançerli
1975 yılında Tokat’ta doğmuş, evli ve iki çocuk babası, yaşamını avukatlıkla kazanan, yirmi yılı aşkın süredir sivil toplumda engelli hakları mücadelesi veren ve son sekiz yıldır da sivil toplum alanında verdiği mücadeleyi siyasette daha ileri aşamalara taşımak isteyen bir engelli ve insan hakları aktivistiyim.
Türkiye’nin engellilere yönelik en köklü sivil toplum örgütlerinden biri diye nitelendirebileceğimiz TSD (Türkiye Sakatlar Derneği) Genel Başkan Yardımcısısınız. Türkiye’de faaliyet gösteren STK’ların genel yapısına bakıldığında dünyada örnekleri olan STK’lar kadar karar mercilerinde etkili olamadıkları eleştirileri getiriliyor. Bu eleştiriler için ne söylemek istersiniz?
Turan Hançerli: Ülkemizde ya da dünyada bir yerde bir sorun varsa, bir şeyler iyi gitmiyorsa, bu sorun her alanda kendini göstermektedir. Sivil toplum örgütlerinin zayıflığı siyasetin halktan kopuk ve halkın siyasete karşı ilgisiz olmasıyla da ilgilidir.
Sivil toplum örgütleri ancak üyeleriyle güçlenebilir ve ayakta kalır. Ancak özellikle engelli STK üyeleri derneğinin aidatını ödeyememektedir ve bağış yapamamaktadır. Bu durumda derneğin kendi başına ayakta durabilme olanağı yoktur. Yine üyelerin dernek çalışmalarına aktif katılımı mümkün olmamakta ve STK’larda kalifiye çalışan problemi yaşanmaktadır.
Ayrıca, ülkemizdeki demokratik kültürün gelişmişlik seviyesi, eleştiri-özeleştiri mekanizmasının çalışmaması ve toplum içerisindeki kamplaşma güçlü ve etkili STK’ların önündeki engellerdendir diyebiliriz.
Kanayan yaramız 2022 engelli maaşları. 2013 yılında yapılan bir değişiklikle on binlerce engellinin 3 ayda bir aldıkları 2022 maaşları kesildi. Bu konuyla ilgili bir yığın kampanyalar başlatıldı, STK’lar tarafından girişimlerde bulunuldu ama ne yazık ki bir arpa boyu yol alamadık. En son 65 yaş yaşlılık aylığında bir değişiklik yapılarak yaşlılık aylığı alacak kişilerin ailelerinin değil, aylığı alacak yaşlının ve eşinin gelirine bakılması yönünde bir değişikliğe gidildi. Yapılan bu değişikliğin aynısının 2022 maaşı için de uygulanması talep edildi ancak bunda da bir ilerleme sağlanamadı.
Bu konuda bir ilerleme sağlanamamasının nedenleri şu şekilde sıralanıyor.
1- STK’lar yeterince girişimde bulunmadı,
2- Engelliler konuya duyarsız kaldı. Yapılan eylemlere katılmayarak STK’ları yalnız bıraktı,
3- Hükümet bu konuyu görmezden geldi.
Siz özellikle bu konuda çok çaba sarf ettiniz. Sizce bu konunun çözüme ulaşmamasının nedeni nedir?
Turan Hançerli: Engellilerin 1976 yılından bugüne dek aldığı aylık 2022 sayılı kanun kapsamında 2013 yılında önemli bir değişikliğe uğramıştır. Bu düzenlemeyle birlikte engelliler ve yaşlılar bağımsız birer birey olarak görülmekten vazgeçildi. Engelli ve yaşlıların bağımsız yaşama hakları hiçe sayıldı ve engelliler aileye bağlandı. Bu insanlık dışı uygulama karşısında engelliler ve engelli STK’ların akabinde bizlerin de çabasıyla yoğun bir çaba sürdürüldü. Engelli STK’lar belki de ülke tarihinde hiç görülmemiş şekilde bir araya geldi. Onlarca etkinlik, eylem ve meclis nezdinde çalışmalar yürütüldü. Bu süreci engellilerin gerçek sorunlarıyla ilgilenilen bir süreç olarak tanımlıyorum. Elbette birçok STK ve engelli birey yeteri kadar ilgi göstermedi. Ancak mevcut çalışmaların ülkemizdeki engelli hareketi göz önüne alındığında en ileri düzeye ulaştığını ifade edebiliriz.
Yapılan bu çalışmalar neticesinde Bakan, Milletvekili ve Başbakanlık düzeyinde defalarca söz verildi. Muhalefet partilerin tamamı engelli ve yaşlıların bu sorunlarının çözümleri için aktif görev aldı. Ancak bir hata olarak nitelendirebileceğimiz 2013 değişikliğini yapan hükümet geri adım atmadı. Özellikle hükümet olan siyasi partinin üyesi ya da yöneticisi bulunan engelli arkadaşlarımızın kendi parti yöneticilerine ve bakanlara tepki göstermemesi de sorunun çözümsüz kalmasının başlıca nedenlerindendir.
Ayrıca belirtmek isterim ki; dört yıldır sürdürdüğümüz mücadele ile sizin de belirttiğiniz gibi 2022 sayılı kanun kapsamında aylık alan yaşlıların aylıkları arttı ve aylık bağlanma kriterinde aile geliri esasından vazgeçildi. Kamuoyunda bu düzenlemenin yanlış olduğu ve mutlaka düzeltilmesi gerektiği hususunda yaygın bir kanaat oluştu. Mücadeleye devam edeceğiz!
4 Milyona yakın Suriyeliyi besleyen Türkiye kendi engellisinin maaşını kesiyor eleştirisi yapılıyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Turan Hançerli: Türkiye’nin 4 milyon Suriyeliyi beslediği iddiasını doğru bulmuyorum. Bu ülkede maalesef Suriyeliler de perişan durumda. Suriyeliler bu ülkenin vatandaşlarını tehlikeye sürüklemekle beraber kendileri de tehlikedeler. Hem ülkemize gelen mültecilerin, hem de vatandaşlarımızın haklarını korumak Türkiye Cumhuriyeti’nin görevidir. Bu görevin ifası için mültecilerin belli alanlarda kontrollü ve denetimli bir şekilde ve insan onuruna yaraşır koşullarda barındırılması gerekirdi. Ülkenin dört bir yanında, serbestçe, kim olduğu bilinmeden dolanamıyor olması gerekirdi. Binlerce Suriyelinin ciddi travmalar yaşadığı ve yine vatandaşlarımızın da çok ciddi travmalar yaşadığını biliyoruz. Ülkemiz yer altı ve yer üstü zenginliği ve gelişmişlik seviyesi dikkate alındığında engelli aylıklarının kesilmesinin ülkenin ekonomisi ile uzaktan yakından alakası yoktur. Ayrıca Engelli aylıkları direkt harcanan ve yerli malları tüketiminde kullanılan bir para olması itibari ile ülke ekonomisine olumlu katkı sunabilecek niteliktedir. Dolayısı ile engelli aylıklarının kesilmesi ne Suriyelilerle ilgilidir ne de ülke ekonomisi ile... Tamamen siyasidir. Engelli sorunlarını hak temelli çözümünden uzaklaşılarak yardım temelli çözüm modeline geçirme projesidir.
Engelli sorunları denilince kamuoyunda içinden çıkılmaz sorunlar yumağı olduğu izlenimi veriliyor. Oysa engelli sorunları dediğimiz şeyler bu konuda çalışma yapan akademik çevreler ve STK’lar tarafından net olarak teşhisi konulmuş hatta çözüm yollarına ilişkin yol haritalarının da çizildiğini görmekteyiz. Teşhisi konulmuş bir hastalığının tedavisinin yapılamaması ve hastanın sürekli komada tutulmasını nedenini neye bağlıyorsunuz?
Turan Hançerli: Az önce de ifade ettiğim gibi, sorun tamamen siyasidir. Hak temelli yaklaşımdan yardım temelli yaklaşıma tamamen geçme projesinin sonucudur. Yine engelli sorunu diğer işsiz, yoksul kesimlerinin sorunlarından farklı ve bağımsız değildir. Engelliler eşitlik talep etmektedir; tıpkı diğer tüm dezavantajlı grupların da (işsizler dahil) eşitlik talep ettiği gibi... Eşitlik talep eden tüm grupların zorunlu çözümü birlikte olacaktır.
Siyasetçi kimliğiniz var. 16 Nisan’da Türkiye tarihi bir karar verecek. Referandumda “Evet” veya “Hayır” çıkmasının genelde Türkiye özelde ise engelliler için ne gibi bir farkları var? Sizce, neden Evet, neden Hayır demeliyiz?
Turan Hançerli: 16 Nisan referandumu genelde tüm halk için özelde de engelliler için hiçbir iyileştirme ve çözüm önermemektedir. Engellilerin bugüne kadarki temel sorunu eşitlik talebine kulak tıkanması ve engellilerin siyasette yeterince temsil edilmemesidir. Siyaset makamları gerek bireysel çıkarlarını ve gerekse kendi grup veya çevresinin çıkarlarını korumuş olmakla birlikte halkın ortak çıkar ve sorunlarının çözümü için çaba sarf etmemiştir. Halkın birçok kesiminin temsil edildiği meclis bir ölçüde devre dışı bırakılmakta ve özellikle bizim gibi dezavantajlı grupların zaten cılız çıkan sesi daha da zayıflatılma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Tereddütsüz bir şekilde ifade etmeliyim ki engelliler 16 Nisan referandumunda mutlaka sandığa gitmeli ve HAYIR demelidir. Engellilerin mücadelesi hak mücadelesidir. Hakkın elde edilmesi ve hukukun üstünlüğü güçlü meclis ile daha da güçlenecektir. Tek adam rejimlerinde bütün bir millet tek adamın iki dudağı arasından çıkacak söze tabi olur. Hak değil, yardım mantığı çok daha güçlenir. Özellikle engelliler yardım değil haklarını istiyor. Ve bu nedenle de referandumda HAYIR demelidir.
Biraz da vatandaş Turan Hançerli’den konuşalım. Mesleki yaşamınızda ya da toplumsal yaşamda engelli olmanın zorluklarını yaşadınız mı? Yaşadıysanız bu sorunları nasıl aştınız? Buradan doğuştan yada sonradan engelli olup da hayata küsmüş engellilere söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Turan Hançerli: Elbette gündelik yaşamımızda bir sürü sorunla karşılaşıyoruz. Yaşadığımız sorunların engelli olmayan bireylerle kıyasladığımızda iki, üç kat fazla olduğunu söylemek abartı olmaz. Ancak bu zorlukları aşma dirayetini göstermediğimizde çok daha acımasız yaşam koşulları ile karşılaşacağımız aşikardır. Bu gerçek durum yılgınlığa düşmememi sağladı. Engelli dostlarımızın yılgınlığa düşmemeleri ve daha fazla çaba sarf ederek yaşama katılmaları, yaşama katıldıklarında hem mutluluğu hem de yürüme ve koşma enerjisini kendileri de bulabileceğini belirtmek isterim. Ayrıca yalnız olmadıklarını, gücümüz yettiğince bir sürü iyi insanın yanlarında olduğunu ve gücümüz yettiğince her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim.
Bize vakit ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz.
Turan Hançerli: Ben teşekkür ederim.