Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 16 Nisan referandumda gerginleşen siyasi dil ve siyasi üslubun referandum sonrası değişeceğini söyledi.
Bakan Yılmaz, referandum çalışmaları kapsamında Sivas’ın Gemerek ilçesinde verdiği konferansta şunları söyledi.
“Birileri siyaset yapıyorum diye bir grubu öteler, ötekileştirir insanlar arasında kutuplaşmaya neden olursa bunun bedelini siyaseten öder. Kimse “bu milletin yarısını denize dökmekle” tehtit edemez. Ederse de milleten alacağı oy bellidir. Bu kafayla siyaset yapanları bu millet sittin sene iktidara getirmez. Bizler inanıyoruz ki referandum sonrası tüm partilerin (AK Parti, CHP, MHP) dilleri değişecektir. Diye açıklamalarda bulunan İsmet Yılmaz, daha sonra sözlerine şöyle devam etti.
“Hiç kuşku yok ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Söz konusu egemenliğin 3 saç ayağı vardır. Bunlar, yargı, yasama ve yürütmedir. Bizler AK Parti yeni gelecek olan Cumhurbaşkanlığı sistemimde halka diyoruz ki bütün güç senin elinde. Hükümeti sen kur, meclisi sen kur. Herşey halkın elinde olsun. Yani demem o ki bu sistem Tüm gücü bir anlamda halka veriyor. Ama birileri bunu istismar edip yetkinin halkın elinden alındığını iddia ediyor. Bunun neresi yetki gasbı?” dedi.
MHP’NİN DE CHP’NİN DE DİLİ DEĞİŞECEK
Milli eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, daha sonra Gürün ilçesine geçerek burada düzenlenen mitinge katılarak şu konuşmayı yaptı.
“Bugün için Türkiye’nin en güçlü partisi AK Partidir. En güçlü parti biz olmamıza karşın şuan için biz dahil hiçbir partinin %50 oyu var mı? Bu soruyu biraz düşünün. Kimsenin %50 oyu yok. Eğer yeni isteme geçersek olacak olanı ben size söyleyeyim. Seçime girecek olan tüm partiler uzlaşı dilini kullanmak zorunda. Çünkü bunu yapmazsanız yüzde 50 oy almanız imkansız olacak.
Yani yeni gelecek olan sistem öyle bir sistem olacak ki siz isteseniz de istemeseniz de uzlaştırıcı bir dil kullanmanız lazım. Daha açık olması adına, Biz AKP olarak CHP ninde MHP ninde oylarına talip olup CHP, MHP aklınıza gelen başka partilerin seçmenlerinin de kalbine girip oylarını almamız lazım.
İşte bu sebepten diyoruz ki sistemin yapısı gereği bundan sonra siyasi partiler mecburen uzlaştırıcı dil kullanmak zorunda kalacaklar. Netice itibariyle ortak payda vatan millettir”