Prostat kanseri Amerika Birleşik Devletleri’nde en sık görülen kanser çeşitlerinden birisidir. Ülkemizde ABD’ye göre daha az rastlanan bir hastalık türüdür ancak bu göz ardı edilmesini gerektirmez.
Erkek üreme sistemlerinden bir bölüm olan prostat, idrar geçişini ve akışını sağlayan idrar yolu ile çevrelenmiştir. Erkek androjenleri yani hormonları prostatın büyümesine neden olur. Prostatın aşırı büyümesi bazı bölgelere baskı uygulanmasına neden olur ki bu da idrarın akımını yavaşlatır ve hatta ilerleyen safhalarda idrarın akımı tamamen durdurabilir.
Prostat Kanserinin henüz bilimsel olarak açıklanabilmiş yada bulunabilmiş bir nedeni yoktur. Bulaşıcı hastalıklar kategorisine girmez. Bulaşıcı değildir ve insan insana hiçbir şekilde geçmez. Yapılan tıbbi ve bilimsel araştırmalar sonucunda prostat kanserinin gelişme riskini arttıran nedenlere ulaşılmıştır. İlerleyen yaş prostat kanseri riskini arttıran en büyük etken olarak görülmektedir. 45 yaşın altındaki erkeklerde çok az görülür. Ülkemizde 60 yaş üzeri erkeklerde görülmeye başlanmıştır. Prostat Kanserinin en çok görüldüğü yer olan ABD’de 65 yaş üzeri erkeklerde en çok rastlanılan kanser türlerinden biridir.
Genetik etkenlerde prostat kanseri riskini artırmaktadır. Örneğin, ağabeyde görülen prostat kanseri genetik olarak bir diğer erkek kardeşte de görülme riskini arttırır.
Irk faktörüde etkilidir. Afrika kökenli Amerika’lılarda prostat kanseri daha sık görülmektedir.
Yiyecekler ve besinlerde prostat kanseri riskini arttırmaktadır. Hayvansal yağ oranı yüksek olan ve et besinleri tüketmek prostat olasılığını arttırmaktadır.
Bazı olası durumlarda prostat kanserine yakalanmış birisinde hiçbir belirti söz konusu değildir. Bilinen belirtiler arasında şunlar sayılabilir.
- İdrar yapma ile ilgili sorunlar,
- Ereksiyon zorluğu,
- İdrarda kan,
- Kalça ve uylukta acı,
- İdrarı durduramama,
- Çok sık idrara çıkma,
- Gece uykuda idrar kaçırma,
- İdrar akışında tazyik kaybı,
- İdrar yapma esnasında ağrı yaşama,
Bu belirtiler kanser dışı nedenlerden de kaynaklanabilir. Bunun tam teşhis edilebilmesi için mutlaka bir üroloji uzmanına başvurmak gereklidir.
Prostat kanserinin erken teşhis edilmesi ile her hastalıkta olduğu gibi tedavisini kolaylaştırabilir yada süreç yavaşlatılabilir. Erken teşhis için 50 yaşını geçmiş her erkek için uygulanan tarama testleri vardır. Bu taramalar 50 yaşını aşmış erkekler için yılda bir kez uygulanmalıdır.
PROSTAT KANSERİ TEDAVİSİ
Prostat kanserinin tedavisi ile ilgilenenler, ürologlar, medikal onkologlar ve radyasyon onkologlardır. Prostat kanserine yakanmış hastalar için bazı tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu tedavi yöntemleri tıbbi olarak kullanılan isimleri ile şöyledir;
- Cerrahi tedavi,
- Radyoterapi tedavi,
- Hormon tedavi,
Kanser tedavisi lokal veya sistemik olmak üzere ikiye ayrılır.
Lokal Tedavi; Radyoterapi ve cerrahi tedaviler lokal tedavi kategorisine girmektedir. Lokal tedaviler ile prostattaki kanserin yok etmesi hedeflenir. Kanser diğer bölgelere veya organlara sirayet etmiş ise lokal tedavi özel diye adlandırılan bölgelerdeki kanserin kontrolü için kullanılır.
Sistemik Tedavi; Hormon tedavi ismi verilen yöntem bir sistemik tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde hastalığın diğer bölgelere ve organlara sirayet etmesi, yayılması önlenmeye çalışılır.
Cerrahi tedavi yöntemi erken görülen prostat hastalıklarında uygulanır. Bu yöntem ile uzman olan doktor prostatın bir kısmını veya tamamını cerrahi müdahale ile alabilir. Her bir cerrahi yöntemin kendine göre oluşturabileceği bazı riskler yada faydalar vardır. Bu riskler uzman doktorun yapacağı testler sonucunda karar verilmesi gereken önemli hususlardır. Örneğin sinirlere yakın bir tümör var ise sinir koruyucu yöntem uygulanmaz. Uygulanırsa hastanın daha ciddi sorunlar yaşamasına neden olur. Sinirlere uzak bir tümör var ise ereksiyonu sağlayan sinirlerin korunması için sinir koruyucu yöntem kullanılarak hastanın ereksiyon kaybı yaşamaması sağlanabilir.
Radyasyon tedavisi, kanserli hücrelerin yüksek enerji ışınları ile yok edilmesi amaçlanan bir tedavi yöntemidir.
Hormon tedavisi, prostat kanseri hücrelerinin gelişmek ve yayılmak için erkek hormonlarına ihtiyaçları vardır. Uygulanan hormon tedavisi yöntemi ile kanser hücreleri erkek hormonlarından mahrum bırakılarak gelişmesi ve yayılması önlenir.